Bu Blogda Ara

17 Mayıs 2013 Cuma

Skald Şiirleri


İskandinav mitleri hakkındaki ana kaynaklardan üçüncüsü olan ve genelde skaldlar olarak bilinen, saray şairleri tarafından kaleme alınmış şiirlerdir. Nazım Edda'nın anonim olmasına karşın, Skald şiirlerinin çoğu ünlü şairlere mal edilir. Bu şairlerin yaşam öyküleri genellikle korunuyor ya da siyasal bağlılıkları biliniyor olabilir. Hatta bu şairlerin şiirleri, tarihleri bağımsız kanıtlarla saptanabilecek olan dönemin kimi önemli olaylarına sıklıkla göndermelerde bulunur. Bu sebeple skald şiirleri kullanılarak yazmalar kronolojisi oluşturulabilir. Skald şiirleri ilk kez muhtemelen 19. yüzyılda yazılmaya başlanmış ve Viking çağı üzerinden Ortaçağın ortalarına kadar yazılmaya devam etmiştir.Ancak Hristiyanlığın ve Roma edebiyatının bölgeye gelişine kadar runik harflerle yazılmış tek tük şiirler dışında çok az skald şiiri yazıya geçirilmiştir. Şiirlerin yazıya geçirilene kadar ağızdan ağza tam olarak aktarılmış olduklarını varsaymamız gerekir. Bu nedenle de skald şiirlerini kanıt olarak görmek pek mümkün değildir. 

Skald şiirleri genellikle İskandinav krallarına ve soylulara yönelik methiyeler için yazılmış dizelerden oluşan, hayli ağdalı ve teknik açıdan incelikli şiirlerdir. Ayrıca bu şiirler önemli olayları kutlamak için kullanılabiliyordu. Bazen de şairin gözlemlediği veya bizzat başından geçen olaylar hakkında ayaküstü yorumlar yapabilmek için kullanılan bir araç görevi görüyordu. Skald şiirlerinin çoğu karmaşık dize yapılarına sahip olmalarının yanı sıra, az kullanıla sözcüklerin yaygın kullanılan sözcükler yerine geçirildiği, cümlelerin iç içe geçtiği ve eğretilemelerin bolca kullanıldığı karmaşık bir dilsel dokuya sahiptirler. Mitler işte bu eğretilemelerde saklı olabilirler. 





Nazım Edda, Nesir Edda ve Skald Şiirleri İskandinav mitolojisinin ana kaynaklarıdır. Taşıdıkları bilgi miktarı daha az olan ama önemli olabilecek kaynaklar da mevcuttur. Örneğin Snorri, Nesir Edda'nın yanı sıra 'Dünya'nın Düzeni' anlamına gelen Heimskringla adlı bir kitabıyla Norveç tarihini de kaleme alınmıştır. Bu çalışma, Norveç'in dokuzuncu yüzyılın sonlarında tahta çıkan 'tarihteki' ilk kralı olan ve 'Güzel Saçlı' diye de anılan Herald ile başlar ve bütün Norveçli kralların yaşam öykülerini kapsar. Herald'ın öyküsünden önce 'Yngling Hanedanlarından Kralların Tarihi' anlamına gelen Ynglingasaga adında bir kitabı vardır ve bu kitaptaki öyküler de efsanevi bazı krallar ile tanrılar hakkındadır. Saxo Grammaticus, Danimarka tarihi hakkında 13. yüzyılın hemen başında Latince kaleme aldığı Gesta Danorum adlı çalışmasını, söz gelimi Snorri'de bulduğumuz türden mitolojik malzemelerle tutarsızlıklar sergileyen pek çok mite ve efsaneye dayandırmıştır.

Farklı zamanlardan ve mekanlardan gelen ve farklı edebi gereksinimlere cevap veren kaynaklardan hareketle İskandinav mitolojisinin tutarlı bir açıklamasına ulaşmak pek mümkün görünmemektedir. Öykülerde bir karışıklık olduğu ortadadır. Kimisi açıkça belli bir sırayı takip etmektedir, kimisi ise oldukça dağınık ve bölük pörçük anlatılmaktadır. Bunların ne kadarının gerçek İskandinav efsanesi, ne kadarının sonradan uydurulan edebi öykülerden olduğunu anlamak güçtür. Mitlerin İskandinav inanışlarıyla ne gibi bir ilişkisinin olduğu da ayrı bir tartışma konusudur. 

*R.I. Page 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder