Bu Blogda Ara

22 Aralık 2012 Cumartesi

Orfeus Gizemleri




Yunanlıların büyük inisiyatörü Trakyalı ozan Orfeus, Hıristiyanlıktan birkaç asır önce insanlıktan tanrılık mertebesine yükseldi. Thomas Taylor’a göre “Orfeus’un nasıl bir insan olduğuyla ilgili zamanın devasa yıkımından yalnızca kırıntılar kalmıştır. Onun nereden geldiği, yaşı, ülkesi ve hali ile ilgili kesin konuşabilecek tek kişi yoktur. Elimizde olanlara bakarak söyleyebileceklerimiz çok azdır: Bir zamanlar Orfeus adında bir insanın yaşadığı, onun Yunan teolojisinin kurucusu olduğu, onların hayatlarını ve ahlaki anlayışlarını belirlediği, ilk peygamberleri olduğu, bir Müz’ün oğlu olarak şairlerin sultanı olduğu, Yunanlılar’a kutsal ritüelleri ve gizemleri öğrettiği, bilgeliğinin kalıcı ve bereketli pınarından Homer’in ilahi ilhamının ve Pisagor ile Platon’un yüce teolojisinin çıktığıdır.” (Bkz. The Mystical Hymns of Orfeus – Orfeus’un Mistik İlahileri)

Orfeus, mitolojiyi kendi öğretilerini yaymak için kullanmıştır. Felsefesini nereden aldığı bilinmemektedir. Brahminlerden almış olabilir; onun bir Hindu olduğuna dair söylentiler vardır. İsminin esmer anlamına gelen bir kelimeden türemiş olabileceği ihtimali üzerinde durulur. Orfeus, Mısır Gizemleri’ne inisiye edilmiş, burada maji, astroloji, büyücülük ve tıp konularında derin bilgiler edinmiştir. Ayrıca Samothraki’nin (Semendirek Adası) Kabiri Gizemleri’ne de irşat edilmiş ve bunlar hiç kuşkusuz onun tıp ve müzik bilgilerine eklenmiştir.

Orfeus ile Eurydice’in romantik hikâyesi Yunan mitolojisinin trajik olaylarından birini anlatır ve Orfeus kültünün önemli bir parçasını oluşturur. Kendisini baştan çıkarmaya çalışan zalim bir çapkından kaçan Eurydice onu topuğundan sokan bir yılanın zehiriyle ölür. Yeraltına inen Orfeus, müziğiyle Persephone’yi öyle bir büyüler ki Eurydice’ın hayata dönmesine izin verilir. Ancak bir şart koşarlar ve Orfeus’un kadının peşinden gelip gelmediğini anlamak için geriye bakmasını yasaklarlar. Fakat Eurydice’in onu kaybedeceğinden çok korkan Orfeus başını çevirerek bakar ve Eurydice kalbi kırık bir çığlıkla tekrar ölüm ülkesine çekilir. Bundan sonra Orfeus teskin edilemez bir halde dünyayı dolaşır. Ölümüyle ilgili birbiriyle çelişen türlü hikâye vardır. Kimilerine göre bir yıldırım çarpmasıyla ölmüş, kimilerine göre Eurydice’ı kurtarma konusunda başarısız olunca intihar etmiştir. Fakat yaygın kabul gören versiyona göre, o girişimlerini reddettiği Kikonesli kadınlar tarafından parçalarına ayrılmıştır. Platon, Devlet’inin onuncu kitabında bir zamanlar Orfeus olarak yaşamış olan ruh, kadınların elinden gelen bu üzücü son dolayısıyla kadın olarak doğmaktansa bir kuğu olarak doğmayı seçmiştir.



Orfeus öteden beri müziğin tanrısı olarak kabul edilir. Yedi telli liriyle öyle kusursuz melodiler çalmıştır ki, tanrılar bile onun etkisiyle heyecanlanmışlardır. Lirin tellerine dokunduğu zaman kuşlar ve hayvanlar etrafında toplanmış, ormanda lirini çalarak yürüdüğü zaman çok yaşlı ağaçlar bile köklerini topraktan söküp onu takip etmişlerdir. Müziğin sembolizmiyle insanlığa ilahi sırları iletmiştir.

Zaman içinde gerçekten yaşayan Orfeus isimli insan ile onun temsil ettiği öğretiler birbirine girmiş, zamanla kadim bilgeliğin Yunan ekolünün sembolü haline gelmiştir. Orfeus, müzikle ifşa edilen (Kalliope) gizli öğretidir. Eurydice yanlış bilgi yılanınca ısırılarak ölen ve cehaletin yer altı dünyasında yaşayan insanlıktır. Bu meselde Orfeus, ölümden kurtardığı ancak insan ruhundaki içsel kavrayışa güvenemediği için dirilişini gerçekleştiremediği insanlığın kalbini kazanan teolojiyi sembolize eder. Orfeus’u parçalara ayıran kikonesli kadınlar hakikatin gövdesini parçalayan çeşitli çelişik teolojik hizipleşmeleri göstermektedir. Orfeus’un büyülü lirinden çıkan armoniyle uyumsuz oldukları sürece bu hizipleşme devam edecektir. Orfeus’un başı, bu kültün ezoterik öğretilerini simgeler. Bu öğretiler bedeni parçalandıktan sonra bile yaşamaya devam etmektedir. Lir, Orfeus’un gizli öğretisidir. Yedi tel evrensel bilginin anahtarı olan yedi anahtarı gösterir. Orfeus’un beyaz kuğu şeklinde bedenlenmesi meseli onun öğrettiği ruhani hakikatlerin yaşamaya ve öğrenilmeye devam edeceğini gösterir. Kuğu, gizem okulunun inisiyelerini sembolize ederdi. O ayrıca dünyanın kökenini gösteren ilahi kuvvet anlamına gelirdi.

Manly P. Hall - Tüm Çağların Gizli Öğretileri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder