Yunanlıların
büyük inisiyatörü Trakyalı ozan Orfeus, Hıristiyanlıktan birkaç asır önce
insanlıktan tanrılık mertebesine yükseldi. Thomas Taylor’a göre “Orfeus’un nasıl bir insan olduğuyla ilgili
zamanın devasa yıkımından yalnızca kırıntılar kalmıştır. Onun nereden geldiği,
yaşı, ülkesi ve hali ile ilgili kesin konuşabilecek tek kişi yoktur. Elimizde
olanlara bakarak söyleyebileceklerimiz çok azdır: Bir zamanlar Orfeus adında
bir insanın yaşadığı, onun Yunan teolojisinin kurucusu olduğu, onların
hayatlarını ve ahlaki anlayışlarını belirlediği, ilk peygamberleri olduğu, bir
Müz’ün oğlu olarak şairlerin sultanı olduğu, Yunanlılar’a kutsal ritüelleri ve
gizemleri öğrettiği, bilgeliğinin kalıcı ve bereketli pınarından Homer’in ilahi
ilhamının ve Pisagor ile Platon’un yüce teolojisinin çıktığıdır.” (Bkz. The
Mystical Hymns of Orfeus – Orfeus’un Mistik İlahileri)
Orfeus,
mitolojiyi kendi öğretilerini yaymak için kullanmıştır. Felsefesini nereden
aldığı bilinmemektedir. Brahminlerden almış olabilir; onun bir Hindu olduğuna
dair söylentiler vardır. İsminin esmer anlamına gelen bir kelimeden türemiş
olabileceği ihtimali üzerinde durulur. Orfeus, Mısır Gizemleri’ne inisiye
edilmiş, burada maji, astroloji, büyücülük ve tıp konularında derin bilgiler
edinmiştir. Ayrıca Samothraki’nin (Semendirek Adası) Kabiri Gizemleri’ne de
irşat edilmiş ve bunlar hiç kuşkusuz onun tıp ve müzik bilgilerine eklenmiştir.
Orfeus
ile Eurydice’in romantik hikâyesi Yunan mitolojisinin trajik olaylarından
birini anlatır ve Orfeus kültünün önemli bir parçasını oluşturur. Kendisini
baştan çıkarmaya çalışan zalim bir çapkından kaçan Eurydice onu topuğundan
sokan bir yılanın zehiriyle ölür. Yeraltına inen Orfeus, müziğiyle
Persephone’yi öyle bir büyüler ki Eurydice’ın hayata dönmesine izin verilir.
Ancak bir şart koşarlar ve Orfeus’un kadının peşinden gelip gelmediğini anlamak
için geriye bakmasını yasaklarlar. Fakat Eurydice’in onu kaybedeceğinden çok
korkan Orfeus başını çevirerek bakar ve Eurydice kalbi kırık bir çığlıkla
tekrar ölüm ülkesine çekilir. Bundan sonra Orfeus teskin edilemez bir halde
dünyayı dolaşır. Ölümüyle ilgili birbiriyle çelişen türlü hikâye vardır.
Kimilerine göre bir yıldırım çarpmasıyla ölmüş, kimilerine göre Eurydice’ı
kurtarma konusunda başarısız olunca intihar etmiştir. Fakat yaygın kabul gören
versiyona göre, o girişimlerini reddettiği Kikonesli kadınlar tarafından
parçalarına ayrılmıştır. Platon, Devlet’inin onuncu kitabında bir zamanlar
Orfeus olarak yaşamış olan ruh, kadınların elinden gelen bu üzücü son
dolayısıyla kadın olarak doğmaktansa bir kuğu olarak doğmayı seçmiştir.
Orfeus
öteden beri müziğin tanrısı olarak kabul edilir. Yedi telli liriyle öyle
kusursuz melodiler çalmıştır ki, tanrılar bile onun etkisiyle
heyecanlanmışlardır. Lirin tellerine dokunduğu zaman kuşlar ve hayvanlar
etrafında toplanmış, ormanda lirini çalarak yürüdüğü zaman çok yaşlı ağaçlar
bile köklerini topraktan söküp onu takip etmişlerdir. Müziğin sembolizmiyle
insanlığa ilahi sırları iletmiştir.
Zaman
içinde gerçekten yaşayan Orfeus isimli insan ile onun temsil ettiği öğretiler
birbirine girmiş, zamanla kadim bilgeliğin Yunan ekolünün sembolü haline
gelmiştir. Orfeus, müzikle ifşa edilen (Kalliope) gizli öğretidir. Eurydice
yanlış bilgi yılanınca ısırılarak ölen ve cehaletin yer altı dünyasında yaşayan
insanlıktır. Bu meselde Orfeus, ölümden kurtardığı ancak insan ruhundaki içsel
kavrayışa güvenemediği için dirilişini gerçekleştiremediği insanlığın kalbini
kazanan teolojiyi sembolize eder. Orfeus’u parçalara ayıran kikonesli kadınlar
hakikatin gövdesini parçalayan çeşitli çelişik teolojik hizipleşmeleri
göstermektedir. Orfeus’un büyülü lirinden çıkan armoniyle uyumsuz oldukları
sürece bu hizipleşme devam edecektir. Orfeus’un başı, bu kültün ezoterik
öğretilerini simgeler. Bu öğretiler bedeni parçalandıktan sonra bile yaşamaya
devam etmektedir. Lir, Orfeus’un gizli öğretisidir. Yedi tel evrensel bilginin
anahtarı olan yedi anahtarı gösterir. Orfeus’un beyaz kuğu şeklinde
bedenlenmesi meseli onun öğrettiği ruhani hakikatlerin yaşamaya ve öğrenilmeye
devam edeceğini gösterir. Kuğu, gizem okulunun inisiyelerini sembolize ederdi.
O ayrıca dünyanın kökenini gösteren ilahi kuvvet anlamına gelirdi.
Manly P. Hall - Tüm Çağların Gizli Öğretileri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder