Bu Blogda Ara

18 Aralık 2012 Salı

Işığın ve Gölgelerin Kitabı

Önce küçültüp içimizdeki ateşi, sonra dağladık gözlerimizi…
Karanlığa hapsettik dünyanın ve sonsuzluğun tek efendisini
O yüce bilgeyi..
Ve unuttuk bize unutturulan tüm o kadim bilgileri…
Ateşle, korla sınandık… Gözyaşıyla, kanla…
Ağladı dünya, ağladı evren kendimize yaptıklarımıza…
Ağladı dünya, ağladı evren doğayı hiçe sayışımıza…
Vurdukça dibe, uzaklaştık kendimizden, ve bütünden
Vurdukça dibe, uslanmadık; daha da azdık
Ve sonunda -her nasılsa- döndü gözlerimiz içimize; yalnızlığımızda içimize baktık
Koca bir hiçliğin parıldayan sonsuzluğunda, geçmiş bilgilerin soluk ışığında
Gördük sonsuzluğu o yüce bilgenin yansımasında…
Ey bu kitabı eline alan yolcu,
Ey bu cümleleri okuyan sen…
Çıkısı olmayan bir yola girmeden, dön istersen…
Çığlıklarla, kanla örselenen ve örtülen bir geçmişin sessiz ağıtlarını bulacaksın devamında
Bütün ezberleri sorgulayan bir beynin, bütün gizlere açılmaya hazır bir kalbin
Doğruları söylemeye hazır bir dilin yoksa,
Hiç girme boş yere bu yola…
Tanrı ve Tanrıçanın adıyla, dört elementin bilgeliğiyle,
Sözlerimin gücüyle harmanladım bu kitabımı…
Bütünün İyiliği Adına…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder