Bu Blogda Ara

18 Aralık 2012 Salı

Baküs ve Dionyssos Kültü

Baküs kültü, genç Baküs'ün (Dionyssos ya da Zagreus) Titanlarca parçalara ayrılması alegorisi etrafında biçimlenir. Bu devler, Baküs'ün bir aynada kendi imgesiyle büyülenmesine neden olup onu parçalarlar. Sonra onu suda haşlayıp pişirirler. Pallas öldürülen tanrının kalbini kurtarır. Bu sayede Baküs'ün tekrar dirilmesi sağlanır. Titanların işlediği suçu gören Demiurg Jüpiter (Zeus), şimşeklerini fırlatır ve Titanların bedenini göksel ateşle yakarak onları yok eder. Baküs'ün bir kısmını yedikleri için, onun etinin parçasını da içeren küllerden insan ırkı yaratılır. İnsanın dünyevi hayatının bir parçası Baküs'ü taşıdığı için intihar etmek yasaktır.

Baküs (Dionyssos), aşağı dünyanın rasyonel ruhunu temsil der. Baküs hali, rasyonel ruhun kendini bilme hali içindeki birliği işaret eder. Titanik hal ise, rasyonel ruhun evrene dağılmış, dolayısıyla kendi özsel bilincini yitirmiş çeşitliliğini gösterir. 

Baküs'ün düşüşüne neden olan ayna, büyük yanılsamalar denizi, aşağı dünyadır. Baküs (dünyevi rasyonel ruh) önünde gördüğü imgeyi kendi sureti olarak kabul eder ve kendi benzerliğine ruh verir; yani rasyonel fikir kendi yansımasına -akıldışı evrene- irrasyonel imgeye ruh verir. Bu şekilde ona, kaynağı olan rasyonel imge gibi olma itkisini verir. Dolayısıyla kadimler, insanın tanrıları mantık ve akılla değil, tanrıları kendi içinde yaratarak bildiğini söylerler.

Baküs aynaya bakıp maddedeki kendi yansımasını gördükten sonra, dünyanın rasyonel ruhu parçalara ayrılır ve Titanlar tarafından onun özsel doğasını oluşturan dünyevi küreye dağıtılır. Ancak kalbi yani kaynağını dağıtamazlar. Onu suda kaynatmışlardır (maddi evrene gömülme sembolü). Parçalarını pişirmişlerdir (ruhani doğanın formdan çıkıp yükselmesi). 

İnsanlığın amacı, Baküsçü fikri, yani rasyonel ruhu Titanların müdahalesinden korumak ve sonunda ortaya çıkarmaktır. Jüpiter, maddi evrenin imalatçısı ve Demiurgu olduğu için, Yaratıcı Üçlü'nün üçüncü kişisi ve sonuç olarak ölümün efendisidir. Ölüm, sadece onun hüküm sürdüğü aşağı varlık küresinde vardır. Dağılma meydana gelir ki, daha yüksek bir form ya da akıl düzeyinde yeniden birleşme olsun.

İnsan birleşik bir yaratıktır. Aşağı doğası Titanların parçalarından, süt doğası ise Baküs'ten oluşur. Dolayısıyla insanda hem Titansı (irrasyonel) hem de Baküsçü (rasyonel) varoluş mevcuttur. Hesiod'un sayıları 12 olan Titanları muhtemelen Zodyak'ı gösterir. Baküs'ün Titanlarca parçalanması ve öldürülmesi ise, onların dünyevi hayatta meşguliyetleriyle çarpıtılmış olan Zodyak'ı temsil ediyordu. Pallas ve Minerva'nın kurtardığı Baküs'ün kalbi, parçalanmış bedenin sembolize ettiği dört elementin üstüne çıkarılıp esire konmuştur. Baküs'ün kalbi rasyonel ruhun ölümsüz merkezidir.

Dionyssos ritüelleri Baküs ritüellerine çok benzer ve birçok kişi bu ikisini bir kabul eder. Baküs, sonsuz sayıda form çeşitliliğine girebiliyordu. Dionyssos göründüğü kadarıyla onun güneşsel yanıdır.

Gizli bir kadim cemiyet oluşturan Dionyssosçu mimarlar, öğretileri ve ilkeleri açısından günümüz Hürmasonlarına çok benzerler. Bunlar dünyevi ve ilahi mimari bilimleri arasındaki ilişkinin gizli bilgisini yeminle saklayan inşaat ustalarından oluşan bir örgüttü. Efsaneye göre Kral Süleyman'ın tapınağının inşaatında da çalıştıkları söylenir. Onlar ne Yahudi idi ne de Yahudi Tanrısına taptılar. Çünkü Baküs ile Dionyssos'un takipçisiydiler. Gizli bir dilleri vardı ve taşları gizli işaretlerle işaretlerlerdi. Yıllık meclisleri ve kutsal şölenleri olurdu. Öğretilerinin tam olarak ne olduğu bilinmez. Hiram Abif'in bu cemiyetin bir inisiyesi olduğuna inanılır. 

​Manly P. Hall

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder