Sayıların
gizli anlamlarıyla ilgili birçok spekülasyon mevcuttur ve bu alanda birçok
keşif yapılmışsa da, Pisagor’un ölümüyle birlikte bu bilimin en büyük anahtarı
kaybolmuştur. Yaklaşık 2500 yıl boyunca tüm ulusların düşünürleri Pisagorcu
sayı yumağını çözmek için uğraşmış, ancak hiçbiri başarılı olamamıştır. Bu
konudaki karmaşayı Albert Pike’ın Symbolism isimli kitabındaki şu yazısı
açıklıyor; “7 sayısının neden Minerva ya
da küpe neden Neptün denildiğini anlamıyorum. Pisagorcuların sayılara
verdikleri farklı isimler, hiç kuşkusuz sembolikti ve sırlar içeriyordu ve Plutarkos
zamanında da bu isimlerin anlamlarının kaybolmuş olduğu konusunda çok az kuşku
vardır. Pisagor sembollerini kendisinin sözel açıklaması olmadan çözülemeyecek
sır perdeleri ardına gizlemede başarılı olmuştur.”
Bir
kelimenin sayısal değerini elde etmek için yapılacak ilk şey ilk olarak o
kelimeyi orijinal diline çevirmektir. Bu yapılmadıkça kelimenin gerçek değerini
bulmak imkansızdır. Ayrıca ancak Yunan veya İbranice kelimeler başarılı şekilde
analiz edilebilmektedir. Bu nedenle Eski Ahit’ten gelen isimler İbrani harflere
ve Yeni Ahit isimleri Yunancaya çevrilmelidir. Bu arada şuna değinmekte de
fayda var; bugün moda olan, bir ismin veya soy ismin mizacı veya mali durumu
değiştirmek umuduyla titreşimini değiştirme pratiğinin eski Pisagorcu nümerik
felsefe sistemiyle alakası yoktur.
Örnek
vermek gerekirse; Yahudilerin tanrısını Yehovah olarak telaffuz ediyoruz. Fakat
Yehovah kelimesinin sayısal değerini ararken bu ismi tekrar İbrani harfleriyle
yazmamız gerekir. Bu isim sağdan sola doğru okunur. İsmi oluşturan İbrani
harfler He, Vav, He, Yod harfleridir. Sağdan sola okunuşu Yod-He-Vav-He’dir.
Yod’un değeri 10’dur. He’nin değeri 5, Vav’ın değeri 6 ve ikinci He’nin değeri
yine 5’tir. Dolayısıyla 10+5+6+5=26 Yehovah ile eş değerdir. Bunun yerine
İngilizce harfler kullanılsaydı, sayısal değer doğru olmayacaktı.
Bütün
yüksek sayılar ilk on sayıdan birine, 10 sayısı da 1’e indirgenebilir.
Dolayısıyla tanrıların isimlerinin nümerik değerlerinin bulunmasıyla ortaya
çıkan bütün çok haneli sayılar ilk 10 sayıdan birine tekabül eden bir temele
sahiptir. Bu sisteme göre sayılar birbirine eklenir. Örneğin 666 sayısı; 6+6+6,
yani 18 bu da 1+8=9 olur. Vahiyler kitabına göre 144.000 insan kurtuluşa
erecektir. Bu sayı 1+4+4+0+0+0, yani 9’dur. Böylece hem Babil Canavarı’nı, hem
de kurtuluşa erecek insan sayısını gösterdiğini görürüz ki, onun da nümerik
değeri 9’dur.
Pisagorcular
aritmetiğin bütün bilimlerin anası olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu durum
geometri, müzik ve astronominin ona bağlı olması, ama aritmetiğin diğer
bilimlerden bağımsız olması gerçeği ile kanıtlanır. Astronomi hem geometri hem
müziğe dayalıdır ve aritmetik ondan da önce gelmektedir.
Pisagorculara
göre her rakamın farklı özelliği vardır ve tanrıların bu özelliklerden pay
aldığına inanılır. Pisagorcu sayılar üzerine aşağıdaki özet Nicomachus,
Smyrnalı Theon, Proclus, Porphyry, Plutarch, İskenderiyeli Clement, Aristoteles
ve diğer erken dönem otoritelerinin yazdıklarından alıntılanmıştır.
Monad
-1-
Bu
isimle anılır, çünkü her zaman aynı kalır, yani çokluktan ayrıdır.
Özellikleri;
- Ona akıl denir çünkü akıl sabit
ve hâkimdir.
- Hermafrodit denir çünkü hem
erkek hem dişidir.
- Tek ve çifttir çünkü çifte
eklenince tek, teke eklenince çift yapar.
- Tanrı denir çünkü her şeyin başı
ve sonudur fakat kendisinin ne başlangıcı vardır ne de sonu.
- İyidir çünkü bu Tanrı’nın
doğasıdır.
- Maddenin kabıdır çünkü esasen
maddi olan düadı (ikiyi) üretir.
Pisagorcular
Monad’a “Kaos”, “Gizlilik”, “Uçurum”, “Tartarus”, “Styx”, “Abis”, “Lethe”, “Atlas”,
“Axis”, “Morfo”, “Jüpiter’in Tahtı” veya “Jüpiter’in Kulesi” isimlerini
vermişlerdir. Çünkü o evrenin merkezinde ikamet eder ve gezegenlerin kendi
etrafındaki dairesel hareketini yönetir. Monad’a ayrıca “Tohum Sebep” de denir.
Bunun nedeni, onun evrendeki bütün düşüncelerin kaynağının O olmasıdır. O’na Güneş
ile olan ilişkisinden dolayı “Apollon”; insana ışığı getirdiği için
“Prometheus”, ateşte var olduğu için “Pyralios”, onsuz hiçbir sayı var
olamayacağı için “Doğum”, “Doğuran”, birincil töz olduğu için “Töz”, “Hakikatin
Sebebi”, “Senfoninin İskeleti” de denilmiştir.
Büyük
ve küçük Monad’ın ortasında denklik vardır; kasıt ile bırakma arasında ölçü
vardır, çokluğun ortasında ortalama vardır ve sonsuzluk ne geçmiş ne gelecek
bildiği için odası şimdidir. Ona Jüpiter denir çünkü o Tanrıların başı ve
babasıdır. O evdeki ocak ateşi Vesta’dır çünkü evrenin ortasında durur ve tıpkı
dairenin merkezindeki nokta gibi hiçbir yere temayül göstermeden orada kalır.
Formdur, çünkü çevreler, kapsar ve sona erdirir. Sevgi, uyum ve merhamettir,
çünkü bölünmezdir. Monad için kullanılan diğer sembolik isimler; gemi, savaş
arabası, Proteus (şekil değiştirebilen bir tanrı), Mnemosyne ve Polyonymous
(birçok ismi olan).
Düad
-2-
Aşağıdaki
sembolik isimlerin düad’a verilmesinin sebebi, onun bölünmüş olması, bir değil
iki olması ve bir yerde iki olduğunda her birinin birbirine karşıt olmasıdır:
Deha, Şer, Eşitsizlik, İstikrarsızlık, Hareket, Cesaret, Metanet, Yarış, Madde,
Benzememe, Çokluk ve Monad arasında ayrılma, Eksiklik, Biçimsizlik,
Belirsizlik, Kesin Olmama, Uyum, Tahammül, Kök, Fikir Fışkıran Pınarın Kökü,
Phanes, Fikir, Hata, Değişme, Çekinme, Güdü, ölüm, Hareket, Doğum, Değişme,
Bölünme, Boylam, Artış, Kompozisyon, Dostluk, Talihsizlik, Destekleme,
Yükümlülük, Evlilik, Ruh ve Bilim. W. Wynn Wescott Sayılar kitabında düad için “O’na ‘cesaret’, ‘küstahlık’ adları
takılmıştır çünkü İlahi Olan’dan kendini ayıran ilk sayıdır. Kıldani kahinlerin
söyledikleri gibi, ‘Tanrı’nın en iç odasında sessizlik vardır’’.
Monad’ın
baba oluşu gibi, Düad anadır; dolayısıyla düadın tanrıça İsis, Rhea, Phrygia,
Lydia, Dindymene (Kibele), Ceres, Erato, ay çatallı olduğu için Diana,
Dictynna, Venüs, Dione, Cytherea, Jüpiter’in hem karısı hem de kız kardeşi
olduğu için Juno ve Merkür’ün annesi Maia ile bazı ortak noktalara sahiptir.
Monad
bilgelik sembolü iken düad cehalet sembolüdür. Çünkü onda ayrılık duyusu vardı
ve bu da cehaletin başlangıcıdır. Ne var ki düad, ayrıca bilgeliğin de anasıdır
çünkü cehalet –bizatihi kendi doğasından- kaçınılmaz bir şekilde bilgelik
doğurur.
Pisagorcular
monada saygı duyarken düadı hor görmüşlerdir. Çünkü o, kutupluluk sembolüdür.
Düad’ın gücüyle göklere karşı derinler yaratılmıştır. Derinler gökleri yansıtır
ve yanılsamanın sembolü haline gelir. Çünkü aşağısı sadece yukarısının
yansımasıdır. Aşağıya maya, yanılsama, deniz, büyük boşluk denir. Pers’in
Magi’si bunu sembolize etmek için aynalar taşır. Düad’dan tartışma ve rekabet
çıkar. Bu durum bir sayı formuna bürünen kurtarıcı-Tanrı’nın iki hırsızın
arasında insanların günahları için çarmıha gerilip düada bir monad getirerek
dengeyi tesis etmesine kadar devam eder.
Triad
-3-
Monad’a
her zaman sayı gözüyle bakılmadığından aslında ilk tek sayıdır. O birliğin ilk
dengesidir. Dolayısıyla Pisagor Apollon’un bu yüzden üç ayak üzerinde kehanette
bulunduğunu söyleyip üç kere sunu sunulmasını tavsiye etmiştir. Triad’ın
niteliklerinin anahtar kelimeleri şunlardır; dostluk, barış, adalet, basiret,
merhamet, ölçü ve erdem. Şu tanrılar Triad’ın ilkelerinden pay alırlar; Satürn
(zamanın yöneticisi), Latona, Cornucopiae, Ophion (Yüce Yılan), Thetis, Hecate,
Polyhymnia, Pluton, denizin yöneticisi Triton, Tritogenia, Achelous, Charis,
Erinyes.
Bu
sayıya bilgelik denilmektedir çünkü insan şimdiyi örgütler, geleceği görür ve
planlardan faydalanır. Triad bilgeliğin ve kavrayışın sebebidir. Triad bilginin
sayısıdır –müzik, geometri, astronomi ile yersel ve göksel bilimler. Pisagor bu
sayının küpünün aysal döngü erkine sahip olduğunu öğretmiştir.
Triad
ile onun sembolü olan üçgenin kutsal olmasının sebebi, onun monad ile düaddan
yapılmış olmasıdır. Monad İlahi Baba’nın sembolüdür, düad ise Yüce Ana’nın. Bu
ikisinden yapılmış olan triad, dolayısıyla androjendir ve yaratıcı yönü her
zaman üçgenle gösterilen Tanrı’nın âlemlerini kendinden yaratmış olduğu
gerçeğinin sembolüdür. Monad, düad olunca meyveler vermeyi mümkün kılar çünkü
düad Meru’nun rahmidir. Bu rahimde alem kuluçkaya yatmıştır ve onun içinde bir
embriyo vardır.
Tetrad
-4-
Pisagorculara
göre kök sayıdır; bütün her şeyin kökeni, doğanın pınarı ve en kusursuz
sayıdır. Bütün tetradlar entelektüeldir; zuhur eden bir düzene sahiptir ve
Empyreum içinden geçerken alemleri çevreler. Pisagorcuların Tanrı’yı bir tetrat
olarak görmelerinin sebebi, Pisagor’a atfedilen kutsal bir konuşmada
açıklanmıştır. Burada Tanrı’ya Sayıların Sayısı denilir. Bunun nedeni decadın
yani 10 sayısının 1,2,3 ve 4 sayılarının toplamı olmasıdır. 4 sayısı Tanrı’nın
sembolüdür çünkü ilk üç sayıyı sembolize eder. Dahası tetrad 1 ile 7’nin
ortasında olduğu için haftanın ortasıdır. Tetrad ayrıca ilk geometrik katıdır.
Pisagor
insan ruhunun bir tetraddan oluştuğuna inanırdı. Ruhun dört kuvveti akıl,
bilim, görüş ve duyudur. Tetrad bütün varlıkları, elementleri, sayıları ve
mevsimleri birbirine bağlar. Tetraktis olmayan hiçbir şeyin ismi olamaz. O, her
şeyin sebebi ve yapıcısıdır. Zeki Tanrı’dır. Göksel ve duyusal iyinin
yaratıcısıdır. Plutarch, dünya da denilen bu tetraktisin 36 sayısı olduğunu
söyler. Çünkü 36 şu şekilde ilk dört tek sayının ilk dört çift sayıya
eklenmesinden oluşur:
1+3+5+7= 16
2+4+6+8= 20
36
Tetrad
için verilen anahtar kelimeler şunlardır; atılganlık, kuvvet, canlılık, iki
analı olma ve onsuz evrensel yapı olamayacağı için doğanın anahtar koruyucusu.
Ayrıca ona ilk derinlik ve uyum da denir. Aşağıdaki tanrılar tetradın
doğasından pay alırlar; Herkül, Merkür, Volkan, Baküs ve Urania.
Triad
temel renkleri ve ana gezegenleri temsil eder. Tetrad ise türevsel renkleri ve
küçük gezegenleri temsil eder. İlk üçgenden yedi ruh çıkar ve bu br üçgen ile
bir kare tarafından sembolize edilir.
Pentad
-5-
Pentad
-5- tek ve çift sayının (3 ve 2) birleşmesidir. Yunanlılar için pentagram
ışığın, sağlığın, canlılığın kutsal sembolüdür. Ayrıca dört elementin
çalkantısından uzak olduğu için beşinci elementi (esir – eter) gösterir. Ona
denge de denir çünkü kusursuz 10 sayısını iki eşit parçaya böler.
Pentad
doğanın sembolüdür. Çünkü kendisi ile çarpıldığında kendisine döner. Tıpkı bir
tohum olarak başlayıp doğanın süreçlerinden geçerek, kendi olgunlaşmasının en
yüksek biçimi olarak kendi tohumunu üreten buğday gibi. Kendi kendiyle çarpılan
diğer tüm sayılar, kendilerinden başka sayılar üretirler. Bir tek 5 ve 6
kendileriyle çarpıldığında, ortaya çıkan sonucun son rakamı olarak hep
kendilerini korur ve temsil ederler.
Pentad,
bütün üstün ve aşağı varlıkları temsil eder. Ayrıca ona mistik gelişimin
sağlanma aracı olan ruhani esirlere bağlantısından dolayı bazen Hiyerofant,
yani Gizemler Rahibi denir. Pentad’ın anahtar kelimeleri; uzlaşma, birbirinin
yerini alma, evlilik, ölümsüzlük, samimiyet, takdir ve sestir. Pentad’ın
doğasından pay alan tanrılar şunlardır; Pallas, Nemesis, Bubastia (Bast),
Venüs, Androgynia, Cyntherea ve Jüpiter’in elçileri.
Tetrad
(elementler) artı monad pentad olur. Pisagorcular, toprak, ateş, hava ve su
elementlerine nüfuz eden esir dedikleri bir tözün olduğunu ve onun hayat ve
canlılığın temeli olduğunu öğretmişlerdir. Dolayısıyla beş köşeli yıldızı, yani
pentagramı canlılık, sağlık ve nüfuz etme sembolü olarak kullanmışlardır.
Filozoflar
toprak elementini bir ejderha sembolünün ardına gizlerlerdi ve kadim dünyanın
birçok kahramanının yola çıkıp ejderhayı öldürdüğü anlatılır. Yani kılıçlarını
(monad) ejderhanın bedenine sokarlar (tetrad). Sonuç pentad, yani ruhani doğanın
maddi doğaya galip gelmesinin sembolüdür. Dört element, erken dönem kutsal
kitap yazılarında Eden Bahçesi’nden akan dört ırmak olarak tarif edilir.
Elementlerin kendisi ise Hezekiel’in Kerubları tarafından kontrol edilirler.
Heksad
-6-
İskenderiyeli
Clement’e göre, Pisagorcular heksadın -6- hem peygamberlere hem de kadim gizem
okullarına göre dünyanın yaratımını temsil ettiğine inanırlardı. Pisagorcular
ona bütün parçaların kusursuzlaştırılması adını vermişlerdi. Bu sayı özellikle
Orfeus için kutsaldır. Ayrıca kader, Lachesis ve Mü Thalia için de kutsaldır.
Ona formların formu, evrenin dili ve ruhun yapıcısı denirdi.
Yunanlılar
için harmoni ve ruh, benzeri bir doğaya sahiptir. Çünkü bütün ruhlar
harmonidir.
Heksad
ayrıca evliliğin sembolüdür çünkü biri eril biri dişil iki üçgenin evliliğinden
oluşur. Heksad için verilen anahtar sözcükler arasında şunlar bulunur; Vaktin
ölçüsü olduğu için “zaman”; sağlık denge olduğu için ve heksad bir denge sayısı
olduğu için “her derde deva ilaç”; “harmonik zıtlıkların sık sık gözlemlendiği
dünya”; parçaları bütünlük için yeterli olduğu için (3+2+1=6) “kendi kendine
yeten”; içinde ölümsüzlük unsurlarını taşıdığı için “yorulmaz”.
Heptad
-7-
Pisagorcular
için heptad -7- “saygıya değer” olarak adlandırılmıştır. Dinin sayısı olduğuna
inanılır, çünkü insan sunu sunması gereken yedi semavi varlık tarafından
yönetilir. Ayrıca o hayatın sayısıdır, çünkü yedinci ayda doğan ceninler
genelde yaşarken; sekizinci ayda doğan ceninler yaşamazlar. Bir yazara göre o
Anasız Bakire Minerva’dır. Çünkü o bir anadan değil, bir taçtan daha doğrusu
Baba’nın, monadın başından doğmuştur. Heptad’ın anahtar sözcükleri şunlardır;
talih, fırsat, gözetim, kontrol, hükümet, yargı, düşler, sesler ve bir şeyi sona
erdiren her şey. Heptadın özelliklerini gösteren tanrılar şunlardır; Aegis,
Osiris, Mars ve Cleo.
Birçok
kadim ulus için heptad kutsal bir sayıdır. Musevilrin Elohim’inin sayısal
değeri yedidir. Bunlar Şafak Ruhları veya daha çok bilinen adlarıyla gezegenleri
kontrol eden Başmeleklerdir. Güneş’in üç yönünün idaresini üstlenmiş olan üç
ruh ile yedi Başmelek, kutsal Pisagorcu decadı 10’u oluşturur. Pisagorcu
gizemli tetratis yani 1’den 4’e kadar dört satırlık noktalar, yaratımın
sembolik işaretidir. Doğadaki her şeyin decad, yani 10 sayısı ile doğduğuna
dair büyük Pisagorcu hakikat, Hürmasonlukta her bir elin beş parmağı olarak 10
parmağın bir tutuşta birleştirilmesiyle korunmuştur.
3
(ruh, akıl ve can) 4’e (dünyaya) iner, toplamı 7 yani insanın mistik sayısıdır.
Böylece insan üçlü bir ruhani bedene ve dörtlü bir maddi bedene sahiptir.
Bunlar altı yüzeyi ve ortasında gizemli yedinci noktası olan bir küple
sembolize edilirler. Altı yüzey yönleri gösterir; kuzey, doğu, güney, batı,
yukarı ve aşağı. Veya ön, arka, sağ, sol, yukarı ve aşağı. Veyahut toprak,
ateş, hava, su, ruh ve madde. Bütün bunların ortasında küpün merkezinde altı primat
oluşturan ve ayakta duran insanı sembolize eden 1 sayısı durur. Bu durumdan
büyük okült doğru çıkar, “Merkez bütün yönlerin, bütün boyutların ve bütün
uzaklıkların babasıdır.”
Heptad
yasanın sayısıdır; çünkü o Kozmik Yaratıcıların, İnşaatçıların, tahtın önündeki
yedi ruhun sayısıdır.
Ogdoad
-8-
Bu
sayı kutsaldı çünkü sekiz köşesiyle ilk küpün sayısıydı. Üstelik 10 sayısının
altındaki ilk çiftsel çift sayıdır (1-2-4-8-2-1). Böylece 8 iki 4’e, 4 iki 2’ye,
2 iki 1’e bölünüp monadı yeniden tesis eder. Ogdoad’ın anahtar sözcükleri
arasında şunlar vardır; sevgi, tavsiye, saflık, yasa ve uygunluk. Ogdoad’ın
doğasından pay alan tanrılar; Panarmonia, Rhea, Kibele, Kadmaea, Dindymene,
Orcia, Neptün, Themis ve Euterpe.
Ogdoad,
Yunanistan’ın ve Kabiri’nin Eleusis Gizemleri’yle ilişkili gizemli bir sayıydı.
Ona küçük kutsal sayı denirdi. Bu kavrayış kısmen Hermes’in kadüsünün birbirine
dolanmış yılanlardan oluşan asasından, kısmen göksel cisimlerin yılansı
hareketinden ve muhtemelen kısmen Ay Düğümleri’nden gelir.
Eneead
-9-
İlk
tek sayının ilk karesidir (3x3). Başarısızlık ve eksiklikle
ilişkilendirilmiştir. Çünkü kusursuz sayı 10’dan bir eksiktir. Ona ceninin
dokuz aylık ömründen dolayı “insanın sayısı” da denilmiştir. Eneeadın anahtar
kavramları arasında okyanus ve ufuk kavramları bulunur. Çünkü kadimlere göre
bunlar sınırsızdır. Eneead sınırsız bir sayıdır çünkü onun ardında sadece sonlu
10 vardır. O sınır ve sınırlanmadır çünkü bütün sayıları içinde tutmuştur. Hava
küresidir, çünkü havanın yeryüzünü çevrelemesi gibi, o da bütün sayıları
çevreler. Eneeadın doğasında az ya da çok pay alan tanrı ve tanrıçalar
şunlardır; Prometheus, Volkan, Jüpiter’in karısı ve kız kardeşi olan Juno,
Paean, Aglaia, Tritogenia, Kuretes, Proserpine, Hyperion ve Terpsichore.
Ennead
-9- şer bir sayı olarak görülmüştür. Çünkü o 6’nın tersidir. Eleusis Gizemleri’ne
göre 9, bilincin doğumdan önce geçtiği kürelerin sayısıdır. Sperma hayvancığına
benzerliğinden dolayı tohum hayatı ile ilişkilendirilmiştir.
Decad
-10-
Pisagorculara
göre en yüce sayıdır, bu onun sadece tetraktis (10 nokta) olmasından değil,
onun aritmetik ve harmonik oranları kapsıyor olmasındandır. Pisagor, 10
sayısının, sayının doğası olduğunu söylemiştir. Çünkü bütün uluslar ona doğru
koşar ve ona ulaştıklarında tekrar monada dönerler. Decad hem sema hem de
dünyadır. Çünkü birincisi ikincisini kapsar. Kusursuz bir sayı olarak decad
Pisagorcular tarafından yaş, erk, iman, zorunluluk ve hafıza gücü ile
ilişkilendirilmiştir. Ayrıca yıpranmayan sıfatıyla da anılmıştır çünkü Tanrı
yorulmazdır. Pisagorcular, semavi cisimleri onlu bir düzene
sınıflandırmışlardır.
Ayrıca
bütün sayıların en kusursuzu olan decadın kendi içinde tek ve çift sayıların,
hareket edenin ve etmeyenin, iyi ve kötünün doğasını barındırdığını ifade
etmişler, onun gücünü aşağıdaki tanrılarla ilişkilendirmişlerdir; Atlas
(sayıları omzunda taşıdığı için), Urania, Mynemosyne, Güneş, Phaneler ve Tek
Tanrı.
Desimal
sistem parmakların sayı saymak için kullanıldığı zamandan geliyor olabilir,
çünkü parmaklar en ilkel sayı sayma aracıdırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder