Bu Blogda Ara

4 Ağustos 2013 Pazar

Alt Bilinç, Benlik, Üst Benlik ve Savunma Mekanizmaları



Alt bilinç, benlik ve üst benlik… Bu isimlerle anılan zihin katmanlarımız ezoterizmde sıkça cinsel uzuvlar, beyin ve kalp olarak sembolize edilen üçlüye oldukça benzemektedirler. Alt bilincimiz hiçbir sosyal kuralı gözetmeksizin sürekli isteklerini iletir, beynimiz bunları dengeleyerek içinde bulunduğumuz duruma göre isteklerin tatmin edilip edilmeyeceğini belirler, üst benlik ise daha ziyade vicdan gibi bir işlev görür.

Bu üçlünün farkına vardığınızda, tüm insanların içindeki alt benliğin de farkına varırsınız… İnsanlar çoğunlukla sürekli haz arayan, bunu doyurmaya çalışan alt benliğin etkisiyle hareket ederler ve vicdan olarak bahsettiğimiz üst benliklerini fazlaca göz önünde bulundurmuyorlarsa, beyinleri yani benlikleri vasıtasıyla farkında dahi olmadıkları davranışlarla alt bilinci doyurma yoluna giderler. Bu da yemek yemek, su içmek kadar doğaldır, çünkü insanın doğasından kaynaklanmaktadır. Ancak üst benliğini keşfeden insan için yapılması gereken, artık farkında olduğu bu durumu doğru değerlendirerek alt bilincini kendi vicdani görüşlerine göre yönlendirmektir. Bunu yapabilmesi için de egomuz tarafından kurulan kişilik savunma mekanizmalarından kurtulması, kendisini objektif şekilde ele alabilmesi gerekir. Bizim objektif şekilde kendimize bakabilmemiz açısından öncelikli olarak tanımamız gereken şeylerden biri de farkında olmaksızın ileri sürdüğümüz bu savunma mekanizmalarıdır… Şimdi örnek olarak savunma mekanizmalarından genel olarak karşılaşılan birkaçını inceleyelim…

Savunma Mekanizmaları;

Bastırma
Karşılaşılan olay ve deneyimlerin bilinçdışına itilerek orada tutulmasıdır. Diğer bütün savunma mekanizmalarına temel teşkil eder. Benliğe acı – bunaltı veren deneyimler, anılar, istekler yasaklanarak bilinçdışına itilir.

Yadsıma (İnkar)
Benlik için tehlikeli olarak algılanan ve bunaltı doğurabilecek bir gerçeği yok saymak, görmemek yaygın şekilde kullanılır. Birçok utanç ya da suçluluk doğuran eski deneyimlerini kişiler bilinçdışına göndermekle kalmaz, bunları hiç yaşanmamış gibi algılar.

Yansıtma
Bazı duygu, dürtü, gereksinim ya da yaşam olaylarının dışarıya aktarılıp, yansıtılıp, dışarıdaymış ya da kendisine yöneltiliyormuş gibi algılanmasıdır. Genellikle toplumda onaylanmayan duygu – dürtü – gereksinimlerde bu mekanizmaya başvurulduğu görülmektedir. Örneğin içinde öfke, kin, nefret duyguları olan kişi, “bana kızıyorlar, benden nefret ediyorlar” diye düşünerek hem yadsıma mekanizmasını hem de bu mekanizmayı kullanmaktadır.

Ödünleme
Yetersizlik duygusuna karşı geliştirilen bir savunma mekanizmasıdır. Örneğin sakat bir insanın uzun çalışmalar sonucu olimpiyat yüzme şampiyonu olması bu mekanizmaya bir örnektir.

Yüceltme
Bu mekanizmada toplumca onaylanmayan ilkel nitelikteki bir dürtü, eğilim ve istekler doğal amacından çevrilerek toplumun beğendiği bir hale dönüşürler. Örneğin yıkıcı eğilimleri olan bir çocuğun iyi bir patlayıcı uzmanı olması buna örnek teşkil etmektedir.

Yer Değiştirme
Bir dürtünün ya da duygunun esas nesnesinden başka bir nesneye yöneltilmesidir. Patrona kızıp evde tartışma çıkaran kişi bu mekanizmaya iyi bir örnektir.

Karşıt Tepki Kurma
Kişi, kendi içindeki bilinçdışı dürtü ve eğilimlerin tam aksine tepkiler vererek benliğini savunabilir. Örneğin içindeki kin, nefret duyguları nedeniyle aşırı kibar davranışlar sergileyebilir. Benlikçe kabul edilmeyen birçok dürtü ve gereksinimler aşırı bağnaz, baskıcı ve ahlakçı bir tutumla bastırılmaya çalışılabilir.

Duygusal Soyutlanma
Duygusal soyutlanma mekanizması çeşitli şekillerde işleyebilir. Bunlardan biri kişinin diğer insanlardan bağımsızlık kazanarak duygusal ihtiyaçlarının onlar tarafından etkilenmesine karşı önlem almasıdır. Böyle bir insan, ilişkilerinde duygusallığa yer vermeyerek düş kırıklığına ve zedelenmeye karşı korunmaya çalışır.

Yapma – Bozma
Ana-babanın ve daha sonraları toplumun içleştirilen değerleri kişiye uygunsuz davranışlarında ötürü kendini suçlama, yargılama ve cezalandırma sorumluluğunu yükler. Yapma-bozma mekanizması, kişinin kendisi ve çevresi tarafından onaylanmayacak düşünce ya da davranıştan vazgeçmesi ve eğer böyle bir söz ya da eylem dışa vurulmuşsa, ortaya çıkan durumu onarmasıyla belirlenir. Yapma-bozma mekanizması günlük yaşamda çok sık kullanılır. Kusurlu davranışlarımız için dilediğimiz özürler, günahlarımıza karşılık verdiğimiz sadakalar ve arada bir duyduğumuz pişmanlık duyguları bu mekanizmanın ürünüdür.

Dönüştürme
Dönüştürme, anksiyete yaratabilecek bilinçdışı duyguların bilinç düzeyine erişmesini engelleyebilmek ya da zorlama yaratan çevresel durumlardan kaçabilmek amacıyla ve gerçek bir organik nedeni olmayan bedensel hastalık belirtileri biçiminde ortaya çıkan, nevrotik düzeyde bir savunma mekanizmasıdır

Asetizm (Çilecilik)
Bu, özellikle ergenlerde görülen bir savunmadır. Bu evrede, kişisel veya sosyal baskı ve inhibisyonlardan gerçekten etkilenen bir gençte, cinsel dürtüler dayanılmaz bir kerteye gelince, cinsiyet başta olmak üzere tüm haz verici faaliyetlerden bir el çekme gözlenir. Mid-adolesans’tan sonra kendiliğinden kaybolur.

Fantezi
Fanteziler insan zihni tarafından çatışmaları çözmek, daha doğrusu onlardan kaçmak için yaratılmış ‘yedek’lerdir. Bunlardan bilinçli olanlara basitçe gündüz düşleri denir. Bizim burada konu ettiklerimiz, ‘bilinç ötesi’ oluşanlardır.


ishtar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder