Yazıya başlamadan önce Upanişad'ın ne demek olduğu üzerinde durmakta fayda var. Upanişad, Hinduizm'in felsefi ve mistik yapıdaki kutsal kitaplarıdır. Bu metinler geçmişte Hindu peygamberlerinin (yani rişilerinin) öğrencilerine öğrettikleri gizli bilgilerdi. Vedaların sonu olarak görülmektedirler. Sayıları 200'den fazladır. Hatta bir inanışa göre 1180 adet oldukları ancak günümüze 200 kadarının kaldığı söylenmektedir. En eski Upanişad'lar M.Ö. 600'lü yıllarda, Budizm'den önce yazılmıştır. Ancak Budizm sonrasında da yazılmaya devam etmiştir.
Bütün Upanişad'larda üzerine basılarak öğretilen temel öğreti; bütün evrenin tanrı olduğu, insan ruhunun (Atman'ın) aslında Tanrı'nın bir parçası olduğu ve öldükten sonra su damlasının okyanusla birleşmesi gibi insanın da Tanrı ile birleşeceği, onda özümlenip onunla bir olacağı doktrinidir. Batı mistisizmi, Sufizm ve daha birçok felsefi düşünce aşağıda konuyu okudukça daha rahat anlayacağınız üzere bu Upanişad'ların etkisinde kalmıştır. Kısaca bilgi aldığımıza göre, ilk Upanişad'ımız İşa ile başlayabiliriz konuya.
Tanrı Her Şeyi Kaplamıştır
Bu Upanişad, Vedanta felsefesinin temel fikirlerine çok özlü bir bakış sunuyor: Atman'ın doğası ve niteliklerini, bunu bilenlerin ahlaki tutumunu ve bu hayattan sonrasını açıklıyor. tanrının tüm evreni ve içindeki varlıkları kapladığıyla ilgili kesin beyanının yanı sıra başkalarının mal mülküne göz koymak, imkanları ölçüsünde yaşamaya çalışıp muhtaçlara yardım etmek hakkında bildirdikleri de insanlar için temel birer ilke olarak değerlendirilebilir.
Yeryüzünde hareket eden ne varsa, her şey Tanrıda saklıdır. Ancak tüm bunları teslim ettikten sonra bir şeyin mutluluğunu yaşayabilirsiniz. Kimsenin zenginliğine göz koymayın!
İnsan yüz yıl yaşamak, işler yapmak ister, istediği ona verilcektir de; ama ancak şu şekilde: yaptığı iş ona yapışmayacak.
Asuraların alemleri kör karanlıkla çevrilidir. Ben'lerini yok etmiş olanlar (gerçek Ben'in bilgisine erişmeksizin işler yaparlar) öldükten sonra o alemlere giderler.
Matarishvan
O -Ben- hareket etmez ama düşünceden tezdir. Devalar (duyular) ona hiç ulaşamadılar, o hep önlerinden gitti. O yerinde durur, ama koşanları yakalar. Matarişvar (Matarishvan) -'yel, hareketli ruh'- ona kudret bağışlar. (Matarishvan, Rigveda'da geçen Ateş Tanrısı Agni'nin isimlerinden biri ve onunla yakın işbirliği yapan biri olarak geçer. Vivasvat'ın habercisidir, gizli ateşi Bhrigus'a getirir. kelime annenin içinde büyümek, rüzgar ve don anlamlarına gelir. Aynı zamanda Shiva'nın, Rishi'nin ve Garuda'nın oğlunun ismidir.)
O hem hareketlidir, hem hareketsiz; hem uzaktır, hem yakın. Her şeyin hem içindedir, hem dışında.
Ben'de tüm varlıkları ve tüm varlıklarda Ben'i görenler ondan hiçbir zaman yüz çevirmezler.
Anlayan kimse için Ben, her şey olmuştur; o birliği bir kere gören için ne üzüntüsü, ne sıkıntısı olabilir?
Aydınlık, maddesiz, yara-beresi ve kası olmayan, saf, kötülüğün değmediği 'Ben' (öz) her şeyi kuşatmıştır; gören, bilen, her an her yerde var olup varlığı kendinden olan o, her şeyi sonsuz yıllar için yerli yerine koymuştur.
Gerçek bilgiye eriştiğini sananlar ise daha büyük bir karanlığa girerler.
Denir ki, bir şey gerçek bilgiden gelir, başka bir şey bilgi olmayandan. Bize bunu öğreten ariflerden böyle işittik biz.
Aynı anda hem bilgiyi, hem bilgi-olmayanı bilenler, bilgi olmayan marifetiyle ölümü yener ve bilgi marifetiyle de ölümsüzlüğe ererler.
Gerçek neden olmayana tapan herkes kör karanlığa girer: gerçek nedene vardığını sananlar da, daha büyük bir karanlığa girerler.
Denir ki, bir şey nedenin bilgisinden gelir, başka bir şey neden olmayanın. Bize bunu öğreten ariflerden böyle işittik biz.
Aynı anda hem nedeni, hem yıkımı (fani beden) bilenler, yıkım (fani beden) marifetiyle ölümü yener ve gerçek nedenin bilgisi marifetiyle de ölümsüzlüğe ererler.
Pushan
Hakikatin kapısı altın bir kursla örtülmüştür. Aç ki onu, ey Puşan (Pushan), Hakikatin doğasını görebilelim. (Pushan: Evlilik, yolculuk, yollar ve büyükbaş hayvanların beslenmesinden sorumlu tanrıdır. Yolculuk edenleri eşkıyalardan ve canavarlardan korur. Aynı zamanda ruhları öte dünyaya taşıma görevi vardır.)
Yama
Ey Puşan, yegane gören, Yama (yargıç) (Vedik geleneklerde Ölüm Tanrısı), Surya (güneş) (Güneş Tanrısı), Prajapati'nin (Yaratıcı ve koruyucu bir tanrı) oğlu; ışınlarını yay ve onları topla! E aydınlık biçimin olan ışığı görüyorum. O -güneşteki kişi- neyse ben de oyum.
Nefesini havaya ve ölümsüz olana ver! Ve şu bedenim küllerde son bulsun. Om! Ey zihin, hatırla! Yaptıklarını hatırla! Ey zihin, hatırla! Yaptıklarını hatırla!
Agni bizi hayırlı bir yoldan mutlak saadete ulaştır, her şeyi bilen sen, ey Tanrı! Uğursuz kötülüğü bizden uzak tut ki, sana tam övgülerimizi sunalım!
Upanişadlar
F. Max Muller - Paul Deussen
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder