Bu safhaya farklı toplumlar farklı isimler vermişlerdir.
Örneğin İslam tasavvufunda bu safha “Fena Fillah” (Tanrı’da yok olma), Doğu
Ezoterizminde ise “Nirvana” olarak
isimlendirilmiştir. “Elözis Sırları”nda “İlahilikle Birleşme” şeklinde ifade
edilen bu son safhayı Eflatun “Mağaradan Dışarı Çıkış” olarak adlandırmıştır.
Son aşamada inisiye artık aldıklarını aktarabilecek
düzeye ulaşmıştır. Bu safhada rahipler sürekli öğrencilerini inceler, onların
da öğretmen yani inisiyatör olmak üzere olup olmadıklarını anlamaya
çalışırlardı. Öğrenci artık usta olmaya geçtiği vakit, kendisine verilen özel
bir hücrede, kendisine verilen talimleri uygulardı. Bunların içinde çoğunlukla
astral seyahat, duru görü gibi parapsişik çalışmalar vardı. Fakat rahibin asıl
beklediği, öğrencisinin gerçek bir ilhama sahip olup olmadığıydı… Şuur ve şuur
altı devamlı olarak üstatlar tarafından kontrol edilirdi. Sağlam bir ilham
ortaya çıktığında, üst planlarla bir kontak temin ettiği anda, öğrencide büyük
değişiklik meydana gelir, bu değişiklik üstatlar tarafından derhal fark
edilirdi.
İşte bu noktadan itibaren artık o kendi ayakları üzerinde
yürüyebilecek hale gelmiş demekti. O bundan böyle semavi bir inisiyatöre bağlanmıştır
ve “Yer’in ve Göğün Oğulları” denilen bir grubun üyesidir artık. Evrendeki ve
evrenle kendi arasındaki büyük irtibatı görmüş, uyanmış bir kişidir. İki sonsuz
uca devam eden uzun zincirin bir parçasıdır artık. O kendi içindeki
potansiyelde gizli bulunan asıl öz varlığıyla buluşmuş, o da artık bir halka
olmuştur. Sonsuz spiritüel tesir, ondan da geçmeye başlar ve aynı zamanda bu
tesiri başkalarına da aktarabilir.
Bu tür durumların yaşanması sayılı kimselere nasip
olmuştur. Örneğin inisiyasyona 100 kişi başlamışsa, bu aşamaya kadar
gelebilenlerin sayısı 3-4’ü geçmezdi. Büyük çoğunluk birinci aşamada, diğerleri
ise ikinci aşamaya kadar yükselirdi.
Ergun Candan - Ezoterizme Giriş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder